20 Ağustos 2009 Perşembe

Wireless Network Kurma Üstüne bir deneme

Kablosuz network artık hayatımızın bir parçası oldu. Nerede ise "aaa kablo mu ne kadar banal!" olayına ha girdik ha gireceğiz, 3g de geldi millet havadan bağlantı manyağı oldu, sanki karasal bağlantısı yok gibi. Neyse delirmeden ben asıl konuya gireyim. FriendFeed üzerinden Yüce Zerey sağolsun bizi bilgi bombardımanına tutarken MakesUseOf sitesindeki bir makaleyi de göndermiş. İyi ki de göndermiş. Oturdum okudum, sonra kendime ve çevreme baktım ne kadar doğru diye.

İşte Wireless Network kurulumunda karşılaşılan 9 tane hata ve yorumlarım:

1. Not reading manuals

Buna katılmamak elde değil. Ben 35 yaşında bir Matematik mühendisiyim. Hem yetiştiriliş şeklimizden, hem de hedefe odaklanmaktan dolayı ( kanımca böyle geri zekalılık belirtisi de olabilir bilemiyorum ) hiçbir manuel'i okumamışımdır diyebilirim. En azından Kurulum'da çatlayana kadar. Cumartesi printer aldım manueli direk attım bırakın okumayı. Çevremdeki arkadaşlarıma bakıyorum, hemen hemen herkes böyle. ama misal batı avrupalı arkadaşlarım manuelin noktasına kadar okuyorlar. İlginç bir durum, ve bazen de ciddi zaman kaybı ( özellikle printer toner takımında. hepsi değişik, hep yaparım diyorsun, sonra yapamıyorsun)

2. Using default passwords

wifi for dummies

Keşke yapılmasa diyorum, ben kesinlikle yapmıyorım ama o kadar çok yapan var ki, "SSID'si modem adı, şifresi default şifre" ne kadar şirin, bir o kadar da üzüntü verici. Şimdi önemli değil de, şu 5651'i falan evlere yaysınlar, mp3, film download'u için IP'den kapınıza dayansınlar o zaman çok canlar yanacak. Yapmamak lazım.

3. Failing to turn on WiFi transmission

Evet yani ilginç bir şekilde bir kısım arkadaşım wireless modem çalışmıyor, ışıkları yanıyor ama bağlanamıyorum diye uzattıkları ekipmanların ( laptop, psp, ... ) aslında wireless'larının kapalı olmasına dikkat etmiyorlar. Allahtan bu arkadaşlarımızı silah verip cepheye göndermiyoruz. Ya güvenlik kilidini açık unutur herkesi telef ederler, ya da tam tersi ateş edemez telef olurlar...

4. Mixing or excluding wireless standards

"Bilmiyorsan bu "şeyi" rica ederim git mektebinde oku" diye özetleyeceğimiz bir durum. Çoğu insan wireless standartlarının ne olduğunu bilmeden, hadi bunu da değiştirelim ne olacak diye bu ayarlar ile oynayabiliyor. Yahu makinan zaten ne bulursa bağlanacak şekilde geliyor, niye karıştırırsın ki? Elleme sakin dur bir 5 dakika....

5. Mixing encryption standards

wifi for dummiesWEP ve WPA wireless modem'ler ile dünyamıza giren, genç çocukların "olm WEP2i herkes kırıyor, WPA yapsana"," ya bıraksana onu da kırmışlar ne gerek var artık, hayatın anlamı kalmadı" şeklinde diyaloglarda kullandığı ve uygulamada patır patır patladıkları bir mevzular silsilesi . Basit bir kural var, WEP'e WEP'le, WPA'ya WPA ile bağlan. bunu ezberleyenin başı ağrımaz, fantaziye kaçmaz...

6. Badly configured firewall

Demin bahsettiğimiz "Bilmiyorsan bu "şeyi" rica ederim git mektebinde oku" konusu firewall mevzusunda çok önemli. Yan senn modem'in firewall'unu kurcalama kardeşim. Eğer arkasına firma kuruyorsan, kıy 3 kuruşa bilen ellesin. Sonra rule manyağı olursun "access restriction"'du access 'di delirirsin.

7. Spelling

how to set up wifiBu mevzu çoook eskilere dayanır. Klavyelere Caps Lock koyulduğundan beri her 3 denemenin 1'inde caps lock'tan patlar insanlar. Kalan 1'inde de bir önceki girişite patlamanın verdiği dayanılmaz sinir stres basması ile hızlı girişten çatlarlar. Çatlama arttıkça patlama sayısı da artar.

8. Not using any security

Halk arasında "Saldım çayıra, mevlam kayıra" olarak dillendirilmiş bir durumdur. Ulvi duygular ile "bana bir şey olmaz" özgüveni ile "güvenlik de ne" cahilliği arasında gezinen insanlarda çok görülen bir hastalıktır Başta tehlikesiz gibi gözükse de patladı mı, yamamak zor olabilir.

9. False sense of security

how to set up wifi"Mağrur olma genç padişah senden büyük Allah var" olarak Osmanlı İmparatorluğunda Padişah'a bile "bir rahat dur kardeşim o kadar da uzun boylu değilsin" denmesi boşuna değil. Güvenlik konusu bir paranoya. Ama her zaman bir risk vardır. Ne yaparsan yap, ne kullanırsan kullan, bir taraflardan esecek bir patlak vardır. Eşeğini sağlam kazığa bağlayacaksın, sonra da kabulleneceksin olanlar. Böyle bir durum güvenlik dediğin...



Bence böyle yani :)

14 Ağustos 2009 Cuma

Mint Light #5, One Life to Live by Mintpass » Yanko Design

Very funny if you like horror/thriller movies :)
maybe western lovers should like it, i dunno

Posted via web from takmaz's posterous

Hello World

10 clear

20 type "hello world"

30 goto 10

Posted via web from takmaz's posterous

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Meteor spotting bitmiştir.


Evde aldığımız gaz ile çıkmış olduğumuz Perseid meteor yağmuru etkinliğini biraz önce bitirdik. Süperdi. Buradan (şişli) bastık ve akşam 22:30 olmasının da yarari ile keyifli keyifli Rumeli Fener'ine gittik. yol boyunca en karanlık ve rahatsız edilmeyecek yeri ararken, Rumeli Feneri'ne gelmeden ~1 km önce "sancak burnu" yazan stablize yoldan ilerleyip arabayı parkettik. Örtü'leri yayıp başladık meteor avına. Ben 39 dakika da 23 tane gördüm. Çok da keyifli idi. Çocuklar gibi şen şakrak "aa şurda var!" "aanaa burdan geçeni gördün mü?", "gördün değil mi sende?" sorularını kahkahalarla sorduk birbirimize. Kesinlikle meteor izlemek harika bir duygu veriyor insana.

eğer bir daha meteor yağmuru falan izlemek isterseniz, benim tavsiyem rumeli feneri olacaktır. hem yakın (şişli'dne ~50 km git gel), hem sakin, hem de nezih. bir kaç araba daha geldi onlarda meteor izlediler, kimse kimseye ne bir gerginlik ne bir terbiyesizlik yaptı. Istanbul'un orta yerinde davar sürüleri nedeni ile yolda yürüyemezken burada böyle bir güzel insanlar demeti görmek keyfimizi daha da bir arttırdı.

Bu arada bir önceki kayıtta resmini koyduğum ve "işte meteor'lar buradan gelecek" denilen kısımdan 1-2 tane yıldz kaydı. Diğerleri ise hep başka yerlerde idi.

Ancak profesyonel makinayı hala almadığım için çok üzgünüm çünkü harika kareler vardı etrafta:(


Bu kadar meteor dedikten sonra discovery.com'un yıllar önce yapıp bizi yardırdığı reklamlarını da buradan keyifle göstermek istedim.

MeteorSpotting - Perseid Meteor Yağmuru izlemece


130 yılda bir olan bir gökyüzü olayına tanıklık etmek için evden çıkmak üzereyiz. İstanbul'da nerede ne yapılır seyredilir bilemedim ilk başta. 2-3 sene önce yine bir meteor yağmuru vardı, sağolsun mmd kardeşim gecenin bir köründe ITU Ayazağa kampüsüne gitmiştik. Görmüştükte. ama tabii alkol falan da vardı, çok verimli değildi.

geçen haftasonu gittiğimiz rumeli Feneri civarına basalım gidelim dedik. Orası epey bir ormanlıktı. ama tabii açık arazi de bulmak lazım adam gibi seyretmek için.

Bu kadar meteor nereden geliyor diye merak edecek olursak,
kuyrukluyıldız artıklarının 130 yılda bir bu taraftan geçip ortamı havai fişek gösterisine çevirmesi olayı bu gece deneyimlemek için 60-70 km uzaklara gideceğimiz.

12 Ağustos 09 21:00 gibi başlayacak olaya bir de yanımıza bir şişe Jagermeister alarak gidiyoruz. "the hangover" filminde kafaya diktikleri şey.

olurda bu mevzuyu seyretmek isterseniz, gökyüzündeki W şeklinin biraz altına doğru bakın derim.

Gelince yorumlarımı ekleyeceğim.

7 Ağustos 2009 Cuma

Livaneli

Bugün Zülfü Livaneli konserine gittik Cemil topuzlu açıkhana tiyatrosunda. Aşırı koşturmalı ve delirmeli bir cuma gününün sonunda konserin başlamasına 5 dakika kala içeri girebildik.

İçeri girince heryerin hınca hınç dolu olduğunu görünce resmen sevindim. Neden bilmiyorum ama sevindim.



Zülfü livaneli "Merhaba" ile konseri açtıktan sonra çok ama çok güzel bir konser verdi. "sus söyleme", "Karlı Kayın ormanı", "sevda değil", "özgürlük", "güneş topla benim için", "gün olur", "yiğidim aslanım", "istanbulu dinliyorum","gözlerin", " hepsini çok ama çok güzel seslendirdi(ler). Seslendirdiler diyorum çünkü iki konuk şarkıcı vardı. biri Nazlı. sesi güzel, kendi güzel bir hanım kızımız. Sonrasında "yiğidim aslanım"'ın kürtçe versiyonunu dinledik. Ben kendi adıma konuşmam gerekirse ilk defa kürtçe bir şarkı dinledim. Değişik bir dilmiş. ne de olsa latin temelli dillere alışık olduğumuz için ilginç geldi. E 16 dile çevrilmiş Livaneli şarkıları kürtçe'ye çevrilip seslendirilmesi de gayet güzel bir şey bence.

Tüm şarkılara eşlik edildi, hele "özgürlük","leylim ley", "karlı kayın ormanı", "eşkiya" çok acayip güzeldi.


Sonuç olarak çok keyifli bir gece geçirttiği için zülfü livaneli ve arkadaşlarına çok teşekkür etmek isterim.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Turkcell - Vodafone 3G Karşılaştırması denemesi

Malum 1 saat sonra 30 temmuz'a giriyoruz ve hayatımız değişiyor. madem değişiyor, değiştiren oyuncular bu değişiklik için bizden ne istiyorlar. Bunu son zamanların popüler "telefon ötesi" Iphone 3g s tarifelerini inceleyim dedim operatörlerimizin. Sırası ile bakalım. Sonra yorumlar gelecek;



8 GB Fiyatı16 GB FiyatıAylık Paket ÜcretleriPaket Avantajları
Küçük Paket279 YTL479 YTL91 YTL150 dk. + 150 SMS + 3 GB internet + Turkcell'lilerle hafta sonu ücretsiz konuşma
Orta Paket189 YTL379 YTL139 YTL500 dk. + 500 SMS + 3 GB internet + Turkcell'lilerle hafta sonu ücretsiz konuşma
Büyük PaketÜcretsiz195 YTL176 YTL1000 dk. + 1000 SMS + 3 GB internet + Turkcell'lilerle hafta sonu ücretsiz konuşma

Ayrıntılar neler?

Tabloda yer alan fiyatlara tüm vergiler dahildir. Paket avantajlarında yer alan mesajlar ve konuşma süreleri her yöne geçerlidir. Ayrıca Küçük paket ile 31.12.2008 tarihine kadar, Orta ve Büyük paketlerle 18 ay boyunca hafta sonlarında Turkcell'lilerle ücretsiz konuşun. Örnek olarak Apple iPhone 3G 16 GB ile Orta Paketi almak isterseniz, cihaz için 379 YTL ödeyerek 18 ay boyunca ayda 139 YTL paket ücreti ödeyerek hem telefona hem de paket avantajlarına sahip olabiliyorsunuz.





iPhone 8 GB FiyatıiPhone 16 GB FiyatıAylık Paket ÜcretleriPaket Avantajları
iPhone 150979 YTL1.179 YTL47,26 YTL150 dakika konuşma + 150 SMS + 150 MB internet
iPhone 350779 YTL979 YTL83,62 YTL350 dakika konuşma + 350 SMS + 350 MB internet
iPhone 750579 YTL779 YTL119,97 YTL750 dakika konuşma + 750 SMS + 750 MB internet
iPhone 1500199 YTL399 YTL180,57 YTL1500 dakika konuşma + 1500 SMS + 1 GB internet

Ayrıntılar neler?

Tabloda yer alan fiyatlara tüm vergiler dahildir. Vodafone iPhone Paketleri, 12 ay boyunca kullanma taahhütü verip ve ilgili paketin aylık toplu kullanım ücretlerininin tamamını ödeyen aboneler için geçerlidir. iPhone 3G’ler Turkcell’de olduğu gibi kampanya dışı satılmıyor. Vodafone’dan iPhone almak istiyorsanız tabloda yer alan seçeneklerden birini belirlemeniz gerekiyor. Paketlerdeki kullanım süreleri ve mesajlar her yöne kullanılabiliyor.



Henüz bir açıklama yok ?!?


Şimdi hal böyle olunca Türkcell ile Vodafone karşılaştırılıyor olacak sadece.

Taahhüt süresi:
Öncelikle hayatımızdan ne kadar bir süreyi taahhüt altına aldıklarına bakalım. Turkcell 18 ay isterken Vodafone 12 ay isteyerek bu noktada bir adım öne geçiyor.

Internet
Turkcell'de paketlerinde kafadan 3GB internet verirken, vodafone bu konuda ketum ve eli sıkı davranarak 150 MB- 1 GB arası bir trafik öngörüyor. bu noktada Turkcell özellikle gençler ve hep genç kalanlar için gönülleri fethediyor. Yalnız dikkat

Konuşma:

Benim gördüğüm kadarı ile Vodafone dakikalarda Turkcell'e açık ara fark atıyor.

Tabii bir de fazla konuşma olayı var. Turkcell'de dakika aşım ücreti 0.545YTL/dk, Vodafone'da 0.24YTL/dk.

Buradan bakınca konuşma mevzusu için vodafone güzel gözüküyor. (Gerçi Turkcell haftasonları bedava demekte Büyük ve orta paketleri alana yılsonuna kadar...)

Ancak benim yorumuma göre internet'teki eksisi konuşma dakikasını kurtarmaz çünkü iphone alıp da internet sınırlı ise ne anladım bu işten.


Cihaz Bedeli

E tabii şimdi bir de cihaza para ödeme olayı var. Vodafone'an alırsanız ilk başta cebinizden daha çok para çıkıyor. bu çok net ortada.

SMS
Sms konusunda verilen beleş SMS'lerde Vodafone açık ara önde. Ama sms'ci iseniz. Eğer internet için iphone alıyorsanız sms atar mısınız? kaç tane atarsınız bilemedim.


Yani bana sorarsanız Turkcell daha bir iyi gibi geliyor. Ama Sonuçta görüntülü görüşme desteğinin Iphone 3G telefonlarda olmadığını da hatırlatmak isterim. Hani telefonu görüntülü konuşma fantazisi için istiyor ve görüntü delisi iseniz hatırlatmak istedim.


son olarak Ceplab tarafından hazırlanan aşağıdaki karşılaştırma tablosuna da bakın derim tabii ki.


28 Temmuz 2009 Salı

GGG, Nam-ı diğer 3G geldi hanıım

Evet yıllarca 3g desteklemeyen bir ortamda 3g telefonlara zebil gibi para akıttıktan sonra en sonunda 3g geldi, lansmanları yapılmaya başlandı. İlk olarak Turkcell lansmanını bugün itibarı ile yapmış bulundu. CEO'luk görevine geldiğinden beri yakınsama ve katma değerli hizmetler üzerinde duran Süreyya Civil, 3G konusunda çok iddialı bir hale getirdi Turkcell vizyonunu

Ilk olarak paketler güzel geldi bana. Ben daha pahalı bekliyordum;


Tabii hemen "yahu ne kadar ucuzmuş" diye düşünmemek lazım mesela three ile karşılaştırdığımızda İngiltere'den adamlar 15 GB için 15£ istiyorlar. yani 15 GB için 50 TL civarına geliyor.


Ama tabii VINN usb modem için 24 ay taahhüde girmek yerine ağustos sonuna kadar bekleyip 21 Mbps modemleri beklemek daha mantıklı geldi bana sorarsanız.

Ayrıca zaten paranız varsa taahhüde falan girmeden takılmak daha iyi, o da ayrı mesele. 2 sene taahhüd bu tip hizmetler için çok fazla bence. Misal 2 sene önce internet ne kadardı, şimdi ne kadar...



Bunun haricinde USB modem'e göz atalım:



VINN adındaki usb modemlerin markasını beğenmedim ama zaten mass satışlar için ortalama insana göre çıkıyor bu kampanyalar, çok kafaya takmamak lazım :) en azından kaplaması falan havalı olmuş. Bu kadar kusur kadı kızında da olur. O "merak ne güzel şey, insanın başına ne gelirse ya meraktan ya ....tan" mantaliteli reklamdan sonra aslında bu gayet iyi olmuş. hemen sesimi kesiyorum.

bu arada Dünyada 3G ne durumda dersek aşağıdaki harita mart 2009 için yapılmış. türkiye'yi artık bu haritada kırmızı olarak işaretlemek lazım.


Çok güzel bir lansmanın ardından 1 milyon ön kayıt toplayan Turkcell, 3g pazarında lider konumda olacak gibi gözüküyor. Çünkü rakibi yok. bir tarafta global dev(fare) Vodafone, diğer tarafta lokal dev hantal Avea.

Ancaaak burada dikkat edilmesi gereken şey sinerji. Broadband ve 3G yi beraber iyi kullanan bu işten galip çıkar. Turkcell'in şansı yapılmamışı yaparak girebildikleri kadar A sınıfı hane'ye giber homepass işine girmesi ve yüksek koyulan çıtaların teker teker aşılması. Avea'nın şansı ise milyonlarca ADSL abonesine zaten hali hazırda sahip olmaları grupça.

İlerleyen günler çok rekabet içinde geçecek gibi gözüküyor.

Merakla izleyelim, en sonunda tüketiciye yarayacak.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Uni-Rock 2009 - Part 2

İkinci gün uzun zamandır yapmadığımız bir etkinliği gerçekleştirip fotoğraf makinası aldık. Profesyonel makina öncesinde gündelik yaşamda kullanılacak bir makina istiyorduk ve aldık. sonrasında koşa koşa eve gittik, giyindik ve içkileri aldık.


Sonra çok komik bir şey oldu, Paradise Lost çıkmış çalıyor. Biz acayip zaman geçirmişiz fotoğraf makinası olayı nedeni ile.

Kısa bir şoktan sonra atladık taksiye takriben 5 dakika sonra konser alanındaydık. evet çıkmışlardı. Hay bin kunduz, onlar için bilet alıp konseri kaçırmıştık. Koşa koşa içeri girdik.

Paradise lost'un konserinin bitmessine 20 dakika kala girdik. Tabii ne çaldılar ne ettiler daha önce bilemedim.



Aslında müzikalite olarak güzel bir konserdi ama manasız bir gerginlik vardı grupla ( özellikle solist) seyirciler arasında. Onlara tepki vermeyen seyirciye gösterdikleri tepki seyirciyi daha da itti ve sonuçta güzel müzik-kötü konser gibi bir şey oldu.



Ilginç olan şu idi. Ne zaman gerginlik nedeni ile "Paradise lost kötü imiş" diyecek olsam, müziğe kitlendim. Süper çalıyorlardı. Ama seyirci ile mayaları tutmadı sonuçta :(

Sonrasında ara verildi. Kreator'u beklemeye başladık. Ama ne bekleme soundcheck'de beynimize beynimize davul çaldılar, trampet batırdılar. Ama yılmadık. Emektar Kreator'u bekledik. Ve Aman Tanrım, nasıl bir giriş nasıl bir yardırış milleti duman ettiler. Old school tadında milleti kendinden geçirdi adamlar.



Cumartesi gecesini süper bir şekilde bitirdik anlayacağınız.

Uni-Rock 2009 - Part 1

Geçen seneki Uni-rock süperdi. Mekan parkorman'dı, gruplar güzeldi, ortam harika idi. ek olarak Avrupa kupası maçları vardı. bir yanda Opeth dinlerken bir yanda tur atlayanlar manyağa bağlamışlardı falan. ilginç bir güzelliği vardı.

Bu sene Uni-rock'a katılmak için baktık bakındık biletler çıktığı gibi aldık. Zaten Paradise Lost'un geldiğini görünce benim bir dibim düştü. 91-93 arası deli gibi çıkardığı albümlerle beni ordan oraya alan adamlar 16 sene rötarla geliyorlardı.

Neyse Cuma günü her köle gibi çalıştığımız için geç gittik konserlere. Biz gittiğimizde Arch Enemy yeni başlamıştı. Isveç'li grup ortalığı resmen kasıp kavuruyordu biz geldiğimizde. Ben öyle delisi değildim ama performansları baştan çıkartıcı idi. Ne yazık ki fotoğraf makinası götürmediğimiz için gördüklerimiz bize kaldı.

12'ye kadar süper şov izleten Arch Enemy'de özellikle solist Angela Gossow bizi bizden aldı. Nasıl bir enerji, nasıl bir ses. Festival süper başlamıştı bizim için.

18 Temmuz 2009 Cumartesi

geç gelen saadet, saadet midir?

"Kardeşim, sende buldun bunuyorsun" dediğinizi duyuyor gibi oluyorum. Evet paradise lost gelecek diye cok mutluyum o ayrı mesele. Ancak 15-16 sene önce gelselerdi ya. Askerlikti, kölelikti eski enerjimizi tükettik gibi. Saçları savurur, litrelerce içer bana mısın demeden headbang yapardık o zaman. Şimdi 5-6 duble içince bünye maymuna dönüyor :(

Ama akşam "True Belief" eşliğinde delireceğimi de belirtmeden edemeyeceğim. Vay be, paradise lostu da görmüş olacağız "in our lifetime hesabı" :)


uzun zaman sonra

e dedim bende blog olayıma tekrar döneyim. delirten durumları en azından kendime hatırlatayım.

bakınız Türkiye'nin sağlık harcamalarında dünyadaki yerine. Vah vatanım ah vatanım....

http://imgur.com/c5yHB.png

3 Ocak 2009 Cumartesi

Özür Dileme ya da dilememe

Bu ara bir "Özür diliyorum" polemiği sürmekte. İşte efendim, insan olarak 1915 te yapılanlardan, ermenilere uygulananlardan dolayı üzülen bir grup "aydın" kişisel olarak özür diliyorlarmış. dilesinler bu beni bağlamaz, ama önce benden özür dilesinler. bakıyorum bu özür işi ile uğraşanlara, hukukçu var, ekonomist var, iktisatçı var, mühendis var. Kardeşim, eskiden olmuş bir olay için ( ne olduğu da belli değil ya, ayrıca 1915 öncesi var, sonrası var o da ayrı mevzu...) kafanızı bu kadar yorana kadar, yaşadığımız şu andaki  olaylara yoğunlaşsanız olmaz mı? hepiniz koca koca ünvanları almışşsınız isminizin önüne (dr., prof., vb...) 

Ülkemizde eğitim inanılmaz bir sorun. Askere giden her Türk genci bu durumu görür. Özellikle Istanbul'lu iseniz, "Türkiye gerçeği" suratınıza tokat gibi iner. o kadar çok eğitimsiz gencimiz var ki, bunlara bırakın iyi bir eğitim vermeyi, vermemeyi seçen hükümetler var. bunlar ile uğraşsanıza. bu eğitim sistemi nedeni ile geleceği kararmışlardan özür dilesenize, hazır hayatta iken bu insanlar...

ya da hukuk sistemizin durumu ile ilgilensenize. ermeni soykırım yalanı yalan mı gerçek mi belli değilken, suçsuz yere yıllarca hapishanede yatanlara, mahkemeye çıkmak için aylarca hapiste kalanları, kanunlların hayatı kapsayacak içtihatlara sahip olamamasından dolayı özür dilesenize. bunlar hakkında kafa patlatıp, geçtim bizi, çocukların geleceği için bir şeyler yapsanıza...

"ekonomik kriz teğet geçti, kiriş yaptı, yapacak" derken bunun hakkında çeşitli savlar sunsanıza. Öneriler getirsenize. reel sektörü olmayan gelirlerle beslerken, bu durum hakkında uyarılar yapmadığınız için özür dilesenize...

Özür dileyeceksiniz bunlara ve buraya ekleyemediklerime özür dilesenize...