Geçenlerde eski bilgisayarlarımı düşündüm. Hepsini şöyle bir yad etmek istedim.
Commodore 64(Efsane)
C64 kendi çapında bir efsane idi. İlk kez ilkokulda iken görmüştüm. İlkokulumuzun yakınındaki atarici bir tane getirmişti. Gelen ilk oyunu hatırlıyorum, grafikleri atari'ye göre daha detaylı, oyunlar ise daha uzun ve daha karmaşıktı. Babamların başının etini yediğimi hatırlıyorum. Sonra şans bana gülmüş Levent eniştem c64'ünü kurcalamam için bana göstermiş ve onlara gittiğimde kullanabildiğim bir bilgisayarım olmuştu. "press play on tape" yazısı ile uzun yükleme aralarında oyunun başlamasını "inşallah kaset sarmaz" stresi ile beklediğimi hatırlıyorum.
İçerik olarak ne idi derseniz
C64, 8 bitlik 6510 mikroişlemcisini kullanır. Bu işlemci 6502’den temel farkı 6 bitlik dahili I/O portu eklenmiş olmasıydı.(Evet 6 bit) 64KB RAM’e sahiptir. Bunun 38 KB’ını Commodore BASIC 2.0 kullanır. Ancak, istenildiğinde Commodore BASIC 2.0 'ın kullandığı RAM alanını da kullanmak mümkündür.(Şu anda şaka gibi rakamlar)
Grafik çipi VIC-II 16 renk, 8 sprite desteği (yazılım teknikleriyle arttırmak mümkün) ve 2 bitmap grafik modu sunuyordu. Standart text modunda 40 kolon destekleniyordu.
Ses çipi SID, her biri kendi ADSR envelope üreticisine ve çeşitli dalga formları, ring modülasyonu, filtre özelliklerine sahip 3 kanal içeriyordu. Zamanına göre oldukça gelişmiş bir model olan bu çip Bob Yannes tarafından tasarlanmıştı. Yannes diğer bilgisayar ses çiplerini “ilkel...belli ki müzik hakkında hiçbir şey bilmeyenler tarafından tasarlanmış” diyerek eleştiriyordu.
Şimdi tabii şaka gibi geliyor ama kesinlikle zamanının en iyi PC'si idi. Ki zaten yaşam süresi boyunca (1982'den 1994'e) toplamda yaklaşık olarak 17 milyon cihaz satması, ve bu zamanlara özellikle dikkat çekmek istiyorum, ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
Amstrad 8512-PC
80'lerin ortası Türk eğitim sisteminde özel okul manyaklığının had safhada adeta "altına yarış" hesabı bir dönem idi. Ailemi bilgisayar laboratuvar'ında bulunan amstrad C128'ler ile kafalamış sağolsun bizim özel okul.
Neyse hem benim bilgisayara ilgimi bildiği için, hem de iş yerinde bilgisayara ihtiyacı olduğu için babam Vatan bilgisayar'a gidip Amstrad 8512 wordprocessor almış.
İçinde bir word processor, basic programlama dili, logo programlama dili gelmişti. E bende ilgili bir çocuk olarak çeşitli oyunlar oynasam da BASIC ile iyice haşır neşir olmuştum sayesinde...
PCW 8512'nin teknik özelliklerine bakacak olursak öncelikle 3.4 MHz'e düşürülmüş Z80 işlemcisi ve 512KB RAM'i ile C64'ten kat kat fazla güce sahipti. ( o zamanlar harddisk fantazi) Tüm herşey CRT monitor kasası içine monte edilmişti. Anakart, işlemci, power supply, 3.5 inchlik 2 floppy disk drive hepsi tek gövde de idi. Siyah fon üzerine yeşil yazan ekranı gözü hiç yormaz idi.
Bir süre Amstrad ile hem derslerime çalıştım, hem babamın dilekçelerini, projelerini yazdım çizdim. Taaaaa ki...
Amiga A500(One and Only)
Amiga bomba gibi düşmüştü resmen. 1990 yılına en sonunda allem ettim kullem ettim ve babamlar amiga almaya ikna oldu. Onları hem SEKA ASSEMBLER ile yazılmış programcıklar hem de "Deluxe paint" isimli çizim programı ile ikna etmiştim. Eve geldiğimde ise bilgisayarı alırken verdikleri "Barbarian" ve "Obliterator" oyunlarına dalıvermiştim. O zamana kadar renksiz olan dünyamız renklenmiş, sessiz olan evrenimiz hoş bir seda ile yankılanır olmuştu. Abartıyorum zannedeceksiniz ama o zamanki PC'ler grafik ve ses olarak o kadar acizdiler ki, yani evinde PC'si olan herkes Amiga için kafayı yerdi.
Teknik özellikler olarak neyi vardı derseniz aşağıdaki gibi idi içeriği:
* Motorola 68000 (16-bit CISC işlemci)
* OCS (çoğunlukla) veya ECS çipseti
* İşletim Sistemi : AmigaOS 1.2 ya da 1.3
* 512 KB CHIPRAM
o Hafıza için üst limit 16 MB
* Orijinal /Genişletilmiş çipset
* 50 hertz PAL ve 60 Hz NTSC televizyon çıkışı
* Yazılımdan değiştirilebilir ses filtresi
Amiga değişik işler için değişik çipleri kullanarak bir çığır açmış, herşeyi ana çip'e dayatan PC'lerden ayrılmış idi. Ses, görüntü, memory için ayrı çiplere yük bindirerek CPU'nun performansı ve kullanıcının zevki tavan yaptırılmış idi.
Byte dergisinin 1994 yılında aşağıda anlattıklarının altına imzamı atarım.
"The Amiga was so far ahead of its time that almost nobody--including Commodore's marketing department--could fully articulate what it was all about. Today, it's obvious the Amiga was the first multimedia computer, but in those days it was derided as a game machine because few people grasped the importance of advanced graphics, sound, and video. Nine years later, vendors are still struggling to make systems that work like 1985 Amigas.
--Byte Magazine, August 1994
Intel Chipset
Amiga ne yazık ki Commodore'un iflası sonrası başkalarına satılan bir marka oldu ve devamı gelmedi. Bende ister istemez gelişmeye başlayan PC dünyasına adımımı attım.
Genel olarak Intel chipsetli bilgisayarlara geçtikten sonra hiç named makina almadım. OEM parçaları toplayıp ihtiyacıma göre makina hazırlamak daha işime geldi.
Daha sonra ise ç alıştığım şirketler tarafından verilen HP, Dell bilgisayarlar oldu ancak Amiga'dan sonra hiçbir marka benim için araçtan öteye gitmedi.
Bu satırları da yakında değiştirmeyi düşündüğüm Amilo M serisi laptop'ımdan yazıyorum....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Amstrad PC resmini görünce evladımı görmüş gibi sevindim sayenizde ya, inanın gece gece beni nerelere götürdünüz bilemezsiniz...6 yaşında arkadaşlarına Comodore 64 alınırken Amstrad PC alınmış(Kıbrıs'taydık o zaman) bir insan ancak bilgisayar hayatını bu kadar kötü yönetirdi. Windows 3.1 çıktığında bilgisayarı yenilemeyerek, taa Celeron çağına kadar dışında kaldım, kalmasam belki şuan programcıydım:) Amstrad'da bugünkü F1 ve Test Drive'ın dedeleri vardı, inanın çoğu özünde hala o oyunlar... Neyse elinize sağlık, iyi geceler :)
Yorum Gönder